50-200 Yılları Arası Kilise Babalarında İsa’nın İlahi ve Ezeli Kimliği
Pavlus’un Mektupları 50-65
“Çünkü ilahlığın bütün doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor.” (Koloseliler’e Mektup 2:9)
“Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in yücelik içinde tezahür etmesini bekliyoruz.” (Titus’a Mektup 2:13)
“Mesih, Tanrı biçiminde var olduğu halde, Tanrı’ya eşit olmayı tutunacak bir hak saymadı. Ululuğundan yoksun kılınarak kul biçimi alıp insan benzeyişinde geldi. Ve görünüşte bir insan olarak bulunarak, ölüme – çarmıh üzerinde ölüme – bile boyun eğip kendini alçalttı.” (Filipililer’e Mektup 2:6-8)
İbraniler’e Mekup 60-80
“Bu son günlerde da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi Oğlu’yla bize seslenmiştir. Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, O’nun tözünün öz
görünümüdür. Güçlü sözüyle her şeyi devam ettirir. (…) Ama Oğul için şöyle diyor: “Ey Tanrı, tahtın çağlar boyunca kalıcıdır, Egemenliğinin asası adalet asasıdır. (…) Yine diyor ki, “Ya Rab, başlangıçta Dünyanın temellerini sen attın. Gökler de senin ellerinin yapıtıdır. Onlar yok olacak, ama sen kalıcısın. Hepsi bir giysi gibi eskiyecek. Bir kaftan gibi düreceksin onları, bir giysi gibi değiştirilecekler. Ama sen hep aynısın, yılların tükenmeyecek.” (İbraniler’e Mektup, 1:1-2, 8, 10-12)
Yuhanna 90-95
“Başlangıçta Kelam vardı. Kelam Tanrı’yla birlikteydi ve Kelam Tanrı’ydı. Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi. Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı. (…) Kelam, beden olup aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini –Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik olanın yüceliğini– gördük. (…) Tanrı’yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba’nın bağrında bulunan biricik Tanrı O’nu tanıttı.” (Yuhanna 1:1-3, 14, 18)
2. Klement Mektubu 100-130
Korint Kilisesine ait bir vaizin verdiği vaaz: “Kardeşler, İsa Mesih’i Tanrı olarak; dirilerin ve ölülerin yargıcı olarak düşünmeliyiz. Kurtuluşumuzu da küçümsememeliyiz: çünkü O’nu küçümsersek, umut ettiklerimizi de küçümsemiş oluruz. Bunu dinleyenler de [sözümüzü] küçümsüyorsa, günah işliyordur.” (2. Klement, 1)
Antakyalı İgnatyos 107-108
“Bedenden ve ruhtan olan tek bir hekim vardır: doğan ve doğmayan; insan olan Tanrı; ölümde gerçek yaşam; Meryem’den ve Tanrı’dan; hisseden ve kayıtsız [olan] Rabbi’miz İsa Mesih.” (Efes Kilisesine Mektup, 7)
“Çünkü Tanrımız İsa Mesih, Tanrı’nın tasarısı uyarınca Meryem’in rahmine düşürüldü; Davut’un tohumundan ama ayrıca Kutsal Ruh’tan doğdu. Tutkusuyla suyu arındırabilmesi için de vaftiz edildi.” (Efes Kilisesine Mektup, 18)
“Size böyle bir hikmet bahşeden Tanrı İsa Mesih’i yüceltiyorum. (…) [İsa] Bedenen Davut’un soyundan; ilahî irade ve güç bakımından Tanrı Oğlu; gerçekten bir bakireden doğmuş; Yahya tarafından vaftiz edilmiş; bütün doğruluk onun tarafından yerine getirilmiş; gerçekten Pontius Pilatus ve Tetrark Hirodes zamanında bizim için bedenen çarmıha çivilenmiş[tir].” (İzmir Kilisesine Mektup, 1)
“Tanrı’nın lütfuyla ayrılmaz bir şekilde dolmuş ve her tuhaf lekeden Tanrımız İsa Mesih vasıtasıyla arınmış, pürüzsüz olan sizleri selamlıyorum.” (Roma Kilisesine Mektup, 1) “Ancak Baba’da bulunan Tanrımız İsa Mesih daha açık bir şekilde görünür. Dünya tarafından nefret edildiğinde Hristiyanlık bir ikna etme işi değil, ilahî izzetin işidir.” (Roma Kilisesine Mektup, 3)
Barnaba Mektubu 120-130
“Müjdesini ilan edecek olan elçilerini seçtiğinde, doğrular için değil ancak günahkarlar için geldiğini gösterdi. O zaman Tanrı’nın Oğlu olduğunu açıklamış oldu. Çünkü eğer O bedene gelmeseydi, tıpkı kendi ellerinin işi olan ve bir gün son bulacak güneşin ışınlarına bakamadığımız gibi, insanlar da O’na bakıp kurtulamazlardı.” (Barnaba Mektubu, 5)
Atinalı Aristides 124-125
“Öyleyse Hıristiyanlar dinlerinin başlangıcını İsa Mesih’e geri götürürler; O, En Yüce Tanrı’nın Oğlu olarak adlandırılır. Tanrı’nın gökten indiği ve İbrani bir bakireden bedene büründüğü söylenir. Böylece Allah’ın Oğlu bir insan kızında yaşadı. Bu, aralarında kısa bir süre vaaz edilen İncil’de öğretilir ve siz de orada okuyacak olursanız, sahip olunan gücü kavrayabilirsiniz.” (Aristides’in Savunması, 2)
Diognetus’a Mektup 130-150
“Bu nedenle O [Tanrı], dünyaya tezahür olması için Kelam’ı gönderdi. Halk tarafından hor görüldü, Havariler tarafından vaaz edildi ve Yahudi olmayanlar tarafından iman edildi. Bu Kelam başlangıçtan beri vardı. Yeni gibi görünen ancak kadim olduğu kanıtlanmıştı. Kutsalların yüreklerinde ise hep yeniden doğar. O, ki ebedidir, bugün “Oğul” olarak sayılmıştır. O’nun aracılığıyla Kilise zenginleşmiştir ve kutsalları arasında lütfu çoğalmıştır. Anlayış bahşeden, gizemleri açığa vuran, mevsimleri duyuran, müminleriyle sevinen, O’nu arayanlara bahşedilen bu “Lütuf” iman vaatlerini bozmaz ve babaların sınırları aşmaz.” (Mathetes’ten Diognetus’a Mektup, 11)
Şehit Justin 155-160
“Şimdi, deminden dediğimiz gibi, Tanrı’nın Kelamı, O’nun Oğludur; Efendimizin dediği gibi, “Beni dinleyen, beni göndereni dinlemiş olur. ” Musa’nın yazılarından da bunu anlayabiliriz. Onlar da şöyle yazılmıştır: “RAB’bin meleği çalıdan yükselen alevlerin içinden [Musa’ya] konuştu.” Ve dedi ki: “Ben, ben olanım. Atalarının Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakup’un Tanrısı’yım. Mısır’a in ve halkımı oradan çıkar. ” [M. Çıkış 3:4,6 özet alıntısı]; Ve sonrasını öğrenmek isterseniz, bunu aynı yazılardan yapabilirsiniz; çünkü burada bütünüyle bunları aktarmak imkansızdır. Ancak İsa Mesih’in Tanrı’nın Oğlu ve Elçisi olduğunu; kadim Kelam olup bazen ateş biçiminde, bazen de meleklerin benzeyişinde tezahür ettiğini kanıtlamak açısından çok şey yazılmıştır. Ancak şimdiki zamanda, Tanrı’nın isteğiyle, insan ırkı için kendisi insan olmuştur…” (Birinci Savunma, 63)
Sardesli Melito 175-177
“Çünkü zeki kişilere, İsa’nın vaftizinden sonraki eylemlerinden, O’nun ruhunun ve bedeninin, bizimki gibi gerçek bir insan tabiatında olduğunu ve bu doğanın hayali bir tabiat olmadığını kanıtlamaya gerek yoktur. Ancak Mesih’in vaftizinden sonra yaptığı işler ve özellikle O’nun mucizeleri, bedeninde saklı İlahî tabiata işaret edip bunun güvencesini veriyordu. Çünkü, aynı anda hem Tanrı hem de mükemmel insan olarak, bize O’nun iki tabiatının kesin göstergelerini verdi: Vaftizinden sonra geçen üç yıl boyunca O’nun mucizeleriyle ilahiliğini gösterdi; Vaftizinden önceki otuz yıllık dönem boyunca ise – Tanrı olmasına karşın – bedenen sahip olduğu düşük konumdan dolayı, ilahiliğinin işaretlerini gizledi.” (Sinalı Athanasius’un Rehberi, 13)
Atinalı Athanegoras 176-177
“Biz ateist değiliz…çünkü yaratılmamış, ezeli tek Tanrıya inanırız…Kelam’ı aracılığıyla evren yaratıldı. Tanrı’nın Oğluna inanırız. Şimdi, kimse Tanrı’nın bir Oğul’a sahip olabileceğinin saçma olduğunu düşünmesin…Tanrı’nın Oğlu, Baba’nın kelamıdır, hem gerçekte hem işlevde. Tanrı’nın kelamı ve düşüncesi Tanrı’nın Oğludur. Çünkü her şey onda ve onun aracılığıyla yaratılmıştır. Baba ve Oğul birdir. Oğul Baba’da bulunur, Baba da Oğul’da bulunur. Baba’nın düşüncesi ve kelamı Tanrı’nın Oğludur. Birlik ve ruhsal kuvvet bakımından birdirler. Ancak, üstün zekanıza dayanarak Oğul ile ne kastedildiğini sormak aklınıza gelirse, Kısaca şöyle açıklayacağım: O, Babanın ilk ürünüdür, var edilme anlamında değil, çünkü başlangıçtan beri Tanrı, ki kendisi ezeli akıldır, Kelam’ı kendisinide barındırıyordu ve ezelden beri kendisi Kelam ile iç içeydi. (Hıristiyanlar İçin Bir Dilekçe, 10)
İskenderiyeli Klement 198-200
“Öyleyse Kelam, [yani] Mesih, varoluşumuzun ve iyiliğimizin sebebidir – Çünkü O Tanrı’daydı. Ve şimdi aynı Kelam insan olarak tezahür etmiştir. Sadece O hem Tanrı hem de insandır. Tüm bereketlerimizin kaynağıdır. Bize nasıl iyi yaşanması gerektiği öğretildi ve O’nun aracılığıyla sonsuz yaşama yönlendirildik.” (Yunanlılar’a Tembih, 1.7:1)
“O Tanrı’nın Oğluydu ve Kelam Tanrı’daydı. Görünüşü itibarıyla küçümsenmesine rağmen a gerçekte tapınılan kefaretçi, kurtarıcı, rahman, teselli edici ilahî Kelamdı. O gerçekten açıkça tezahür eden İlah’tır. O, Tanrı’nın Oğlu ve Tanrı’da olan Kelam olarak evrenin Rabbi ile eşittir. O vaaz edildiğine herkes tarafından inkar edilmedi. İnsan tabiatını üstlenip bedene bürünerek insanın kurtarışını canlandırarak tanındı.” (Yunanlılar’a Tembih, 10.110:1).
Tertullianus 198-200
“Böylece, iki tabiatın doğası onu insan ve Tanrı olarak gösterdi. Bir bakımdan doğmuş, diğerinde ise doğmamış; Bir yönden bedeni diğer yönden manevi; bir anlamda zayıf, diğer anlamda güçlü; bir anlamda ölümcül, diğer anlamda ölümsüz. İlahî ve insan olmak üzere bu iki halin özelliği, her iki tabiatın gerçek hakikati tarafından bize açıklanır. Hem Ruh hem beden aynı fikirdedir. Ruh’un gücü onun Tanrı olduğunu kanıtladı, acıları insan bedenini doğruladı.” (Mesih’in Bedeni, 5:6-7)
Ücretsiz Kitap
Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.
İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.