Tuhaf bir düşüncenin gölgesi altındayken, düşüncelerini yoğunlaştırmaktan usanmış bir şekilde öylesine yerdeki bordur taşlarının simetrisini inceliyordum. Bir insan ne kadar emek sarf ederek bunları yerleştirir diye düşünüyor bir yandan da buna gerek olup olmadığını sorguluyordum. Kafamdaki düşüncelerin ne kadar özgürlüklerine düşkün ve diğerinden bağımsız bir şekilde kendini daha ön plana çıkarma çabalarını fark ettim. ‘Biraz da beni düşün’ diye diğerinin sırasını gasp etmeye çalışan düşüncelerden hangisinin daha önce geldiğini ve diğerinin sırasını beklemesi gereğini düşünürken birbiri ardına gelen ve birbiri ile bağlantılı olduğunu çok da sanmadığım bir iki şey geçti aklımdan. Havanın sıcaklığı ve beklemekte olduğum otobüsün ne zaman geleceği gibi… derken çok defa başıma gelen bir durumun içinde buldum kendimi; ben bu düşünceye nereden geldim. Yani bu noktada ilk düşündüğüm şey neydi? Herhalde en son bordur taşları hakkında düşünüyordum sonra nasıl oldu da buraya geldi düşüncelerim.
