Kaygı ve Endişe

 
Kaygı veya endişe ile mücadele ediyor musunuz? Kutsal Kitap bu tür sorunlar hakkında çok şey öğretir. Hepimiz hayatımızda farklı düzeylerde kaygı ve endişe yaşarız. Belli bir miktar kaygı, insani varoluşumuzun normal bir parçasıdır. ‘Kaygılı’ ya da “endişeli’ hissetmek; yorgun, üzgün, sinirli ve gergin olmaya kadar pek çok farklı duyguyu tanımlayabilir. Zorluklarla veya hayatın bilinmeyenleriyle karşılaştığımızda endişe duymamız çok normaldir.
 
Hamd olsun ki bizler Tanrı'nın suretinde yaratıldık ve biz bu sureti yansıtıyoruz. Bu durum duygularımızda kendini gösterir. Tanrı'nın duyguları vardır ama Onu kontrol etmez. Duygularımızın bile günah tarafından gölgelendiğini unutmamalıyız. Duygularımız her zaman amaçlandıkları gibi sağlıklı bir şekilde işlememektedir. Benim deneyimlerime göre kaygı ve endişe, gelecekle ilgili belirsizlik hissettiğimizde ya da kontrolümüz dışında bir şey olduğunda stres hissettiğimizde ortaya çıkan yaygın bir duygudur.
 
Kaygı ile gerçek anksiyete veya kaygı bozluğu arasında bir ayrım yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bunlar ara sıra yaşanan endişe ve kaygıdan daha fazlası olabilir. Uygun şekilde tedavi edilmezse hayatımızda başka sorunlara ve potansiyel hastalıklara yol açabilir. Endişeniz ve kaygınız günlük yaşamınızı, uykunuzu veya gün boyunca normal bir şekilde işlev görme becerinizi etkiliyorsa, bir danışmana veya psikoloğa danışmanız önemlidir. Psikolojik olarak bu konunun detaylarına çok fazla girmeyeceğiz ama Kutsal Kitap'ın kaygı ve endişe hakkında ne öğrettiğini birlikte keşfedeceğiz.
 
Kutsal Kitap kaygı hakkında ne öğretir?

Eski Antlaşma yazarlarının kaygıya atıfta bulunduklarını görürüz. Çoğu zaman yaşadıkları zorlu durumlar hakkında mezmurlar, ilahiler, ya da şiirler yazmışlardır: 


Kaygılar içimi sarınca, senin avutmaların gönlümü sevindirir (Mezmur 94:19).
Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi, sına beni, öğren kaygılarımı (Mezmur 139:23).
 
Mezmur yazarı, kaygı duyduğumuzda bile Rab'bin bize sevinç ve esenlik getirebileceğini belirtir. Tanrı iyi ve kötü zamanlarda her zaman bizimle birliktedir. Kral Davut 139. Mezmur'da kötü insanlara karşı düşünceleriyle mücadele ederken bile, Rab'bin yüreğini tanıması ve ona endişelerini göstermesi için açıkça dua eder. Yüreklerimizi ve kaygılarımızı Rab'be aynı şekilde tam olarak ifade edebiliriz.
 
Ayrıca Süleyman kaygılı yürek hakkında çok ilginç bir şey söyler. Der ki: "Kaygılı yürek insanı çökertir, ama güzel söz sevindirir" (Süleyman’ın Özdeyişleri 12:25). Kaygılı bir kalbin ve zihnin bizi yalnızca aşağı çekeceğini öğretir. Süleyman bu ayette kaygının küçük bir yük olmadığına işaret eder. Bu dünyanın kaygıları kalbe ağır gelebilir ve kişinin umutsuzluğa kapılmasına ya da depresif hissetmesine neden olabilir. Bununla birlikte, bir teşvik sözcüğü, düşkün ruhunu kaldırabilir ve onu neşelendirebilir. Süleyman kaygılı bir yüreğin yükünden söz eder, başka bir Mezmur yazarı ise bize yüklerimizle ne yapmamız gerektiğini söyler. Mezmur 55:22'de şöyle der: “...yükünü RAB’be bırak, O sana destek olur.”
 
Bazen bu bir güven meselesi olabilir. Mezmur 37:5'te şöyle der: “Her şeyi RAB'be bırak, O'na güven, O gerekeni yapar.” Sahip olduğumuz her yükü ve kaygıyı Rab'be vermeyi öğrenmeye devam edelim. Bunu söylemek yapmaktan daha kolaydır. Yazar burada birkaç önemli ilkeyi birbirine bağlıyor gibi görünmektedir. Her şeyimizi Rab'be teslim etmeliyiz. Yolumuzu Rab'be bağlayın ve O'na güvenin. Bunu yaparız çünkü O'nun yolunun iyi olduğunu biliriz. Onun yolu en iyisidir. O'nun yolunda yürümek isteriz. Tanrı'ya tapınmanın özü budur. O'na güveniriz. 



 
Sonra görürüz ki İsa Mesih açıkça hiçbir konuda kaygılanmamamız gerektiğini öğretmiştir. İsa Mesih’in dağdaki vaazı, İncil'in Matta bölümünde (Matta 5-7) yer almaktadır. Matta 6:25-34 ayetleri İsa Mesih’nin bu konudaki öğretisini açıkça ortaya koyar: “Size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın” (Matta 6:25). Daha sonra Tanrı'nın gökte uçan kuşlar ve kır zambaklarla nasıl ilgilendiğiyle ilgili karşılaştırmalar yaptı. 27. ayette İsa Mesih, “Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?” diye sorar. Sonra 34. ayette bize şöyle der: “O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.”

İsa Mesih bu dünyada yaşarken her duyguyu yaşamıştır (tatmıştır), ancak günah işlememiştir. İbraniler'in yazarı şöyle der:

“Tanrı Oğlu İsa gökleri aşan büyük başkâhinimiz olduğu için açıkça benimsediğimiz inanca sımsıkı sarılalım. Çünkü başkâhinimiz zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir. Onun için Tanrı’nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım; öyle ki, yardım gereksindiğimizde merhamet görelim ve lütuf bulalım.” (İbraniler 4:14-16)

 
Tanrı bize yaşamımız için ihtiyacımız olan her şeyi verdi. O’na uzandığımızda, O bize ihtiyacımız olan lütfu, gücü, esenliği ve rahatlığı verir. Zor durumlarda insanlar için kendi zayıflıklarını hissetmek doğaldır. Hamd olsun ki Rab İsa Mesih sevgi dolu bakışıyla hepimizi izler. Dert ve hüzünlerimizde O’na yakardığımız zaman bize lütfunu armağan eder.


Elçi Pavlus da bize endişelenmememiz gerektiğini öğretmiştir. Filipililer 4:6-7'de şöyle der: “Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı’nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.” Pavlus önemli bir şey vurgulamak ister: Kaygılanmak yerine Rab’be güvenerek her daim dua etmek ve şükretmektir. Çünkü kaygıya kapıldığımızda Tanrı’nın kutsal değerlerini O’nun iyiliklerini unutabiliriz. Sevinmeyi, uysal olmayı ve Rab’be güvenmeyi seçelim. Bunları yaparsak o zaman Rab’bin olağanüstü esenliği üzerimize gelecektir. En zor durumda bile içimizi ferahlatacaktır. Esenlik, sorunların olmaması demek değildir. Sıkıntılar hemen bitirmeyebilir ama Rab’bin verdiği güç ve esenliğe odaklanıp güvenebiliriz. 

Bazen bu beş adımı kendi hayatımda karmaşık duygular yaşadığım zamanlarda kullanıyorum. Umarım sizin için de faydalı olur.

Bu sorular ve adımlar aracılığıyla Tanrı’ya kulak verin: 



1. Adım: Duygulardan Hissedin ve Öğrenin. 


Soru: Hangi duyguya kapıldım? Hangi duyguyla mücadele ediyorum?
2. Adım: Olayın Kökenini Keşfedin.


Soru: İlk defa bu duyguyu ne zaman yaşadım? 
3. Adım: İnandığınız Yalanların Farkında Olun. 


Soru: Hangi yalanlara inanıyorum? 
4. Adım: Gerçeği Açığa Çıkartın.


Soru: Rab, bu yalanın yerine hangi gerçeği koyacaksın? 
5. Adım: Bu Yükünü İsa Mesih’e Teslim Edin. 
Eğer yükünüzü O’na verirseniz, onun yerine İsa Mesih size başka bir şey verecektir. Bütün yükünüzü bir araya toplayın, İsa Mesih’in ayakların dibine yatırın.



Herhangi bir korkumuz, kaygımız ve üzüntümüz varsa Rab’be yükleyebiliriz çünkü Elçi Petrus dedi ki: "... bütün kaygılarınızı O’na yükleyin, çünkü O sizi kayırır" (1 Petrus 5:7)
 
 
 


Ücretsiz Kitap

Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.

İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

İlgili İçerikler

Bizi Takip Edin

Çekinmeden bizimle iletişim kurabilirsiniz. İlginç, samimi, renkli, içe dönük, dışa dönük ve pek çok tarzda insanlarla tanışmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyoruz.