Ne Güzel Gülüyormuşsun Baba



Baba,

Ne kadar güzel gülüyormuşsun?

Neden hiç fark etmedim ki?

Seninle ilgili pek çok şeyi fark etmediğim gibi…

Mesela, sen işteyken, aslında bizim için çalıştığını, kazandığını, fırsatın olsa bizim yanımızda kalmayı seçeceğini, ama onurlu bir adam olarak ailen için taşıdığını, hem çuvalları, hem de zamanını…

Ailesi için çalışan, üreten, yaratan, bir şekilde bir etkisi olan bir adamın oğlu olmam için yaşlandığını… Sabah erken vakit kalktığını, sırtında taşıdığın tezgahı, neden fark etmedim ki?

 

Yemek saatini futbol oynarken geçirdiğimizde açlıktan ölmediğimizi, insanın eğlenerek de hayat bulduğunu, birlikte oyun oynayarak da doyabildiğini öğrettiğin için.

 

Mükemmel olmadığını biliyordun zaten ama harika olduğunu da biliyor muydun acaba?

 

Nereden bileceksin ki?

Bir dizi vardı eskiden “en son babalar duyar” işte öyle oluyor bazen.

 

Ama o en son, ömürden uzunsa eğer, seninle benim aramda olduğu gibi…

 

Geriye yazacak satırlar kalıyor…

 

43 yaşında (ki bunu yazması dahi ilginç derecede karışık bir duygu) anlıyorum ki, bir evlat annesinin değer verildiğini bilmek istediği gibi babasının da saygı duyulan birisi olduğunu görmek ve hissetmek istiyormuş.

 

Annesinin sevildiği duygusu, çocuğa sevildiğini, babasının da sayıldığı duygusu kendisinin sayıldığını hissettiriyormuş.

Bu şekilde hem sevilen hem de sayılan bir birey olmayı hedefleyebiliyormuş.

Anladım…

Ve bu konuda iyi bir iş yapmadığımızı da fark ediyorum.

 

Bana yemek pişirmedin pek ama, seninle futbol oynadığımda, Tanrı’nın sevgisi üzerime akıyormuş, başarabileceğime inancım oradan geliyormuş.

Gücendiğimde peşimden gelmen, benim değerli olduğumu anlatıyormuş.

Gün boyu yanımda kalmadın belki ama, bizler için çalışıp didindiğin için…

Seni seviyorum demedin ama sadece ihtiyaçlarımla değil, zevklerimle, bana heyecan veren şeylerle ilgilendiğin için…

 

Bu hayatın, ailenin, (ki bu aileye sadece eşin ve çocukların dahil değil, kardeşlerin, dostların) için de savaşmaya değer olduğunu gösterdiğin için…

 

Aslında dostların da ne kadar değerli olduğunu gösterdiğin için…

 

Benim doğmama vesile olduğun için.

Aslında Tanrı beni senin oğlun olmam için seçti, uygun buldu, bana senin bakabileceğini, sevebileceğini, sahip çıkabileceğini düşündü…

Mükemmel değildin ama harikaydın…

Şimdi Kabul ettiğin İsa Mesih’in yanında huzur bul baba…

 

Bu arada bence hayatında verdiğin en muhteşem karar İsa Mesih'i Rab'bin ve kurtarıcın olarak kabul etmekti.

Bu sayede seninle yeniden buluşacağız, bu değerli hediye için Tanrıya çok ama çok minnetarım...

 

Tekrar kavuşana dek ve bunları yüzüne söyleyebileceğim o güne kadar…

 

Babalar günün kutlu olsun Baba…

 

 

Vahan İsaoğlu

Vahan İsaoğlu 1978 yılında İstanbul'da doğmuş ve Kadıköy Uluslararası Kilisesinde Pastör olarak gönüllü görevini sürdürmektedir.


Ücretsiz Kitap

Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.

İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

İlgili İçerikler

Bizi Takip Edin

Çekinmeden bizimle iletişim kurabilirsiniz. İlginç, samimi, renkli, içe dönük, dışa dönük ve pek çok tarzda insanlarla tanışmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyoruz.