Corrie ten Boom’un hikayesi, iman, cesaret ve affetme üzerine bir hikayedir. O, II. Dünya Savaşı sırasında ailesiyle birlikte Yahudileri Nazilerden saklayan Hollandalı bir Hristiyan’dı. Yahudileri, saatçi dükkânlarının üzerindeki evlerinde sakladılar. Corrie ve ailesi, Tanrı'nın sevgisini göstermek ve halkını korumak için Tanrı’nın çağrısını yerine getirdiklerine inanıyordu.
1944 yılında birisi onları ihbar etti ve Naziler Corrie, kız kardeşi Betsie ve babasını tutukladı. Babaları kısa süre sonra hapiste hayatını kaybetti. Corrie ve Betsie, Ravensbrück adlı kadınlar için yapılmış acımasız bir toplama kampına gönderildi. Kamptaki yaşam çok zordu; ağır iş, yetersiz yemek ve büyük acılar. Tüm bu zorluklara rağmen Corrie ve Betsie, imanlarına sıkıca sarıldılar ve diğerlerini cesaretlendirmek için gizli gizli Kutsal Kitap çalışmaları yaptılar.
Betsie kampta ağır hastalandı ama Corrie’ye sürekli Tanrı’nın sevgisini hatırlattı. Düşmanlarını affetmesi gerektiğini söyleyerek, "Tanrı’nın sevgisinden daha derin bir çukur yoktur," dedi. Betsie kampta hayatını kaybetti, ancak sözleri Corrie’nin zihninde yer etti. Betsie’nin ölümünden kısa bir süre sonra, bir yazım hatası nedeniyle Corrie serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra, Corrie’nin yaş grubundaki tüm kadınlar gaz odalarına gönderildi.
Savaştan sonra Corrie Hollanda’ya döndü ve soykırımdan sağ kurtulanlara yardım etmeye başladı. Ayrıca Tanrı'nın sevgisi ve affı hakkındaki hikâyesini paylaşmak için seyahat etti. 1947 yılında, Almanya’da bir kilisede konuşma yaparken, bir adam kilise hizmetinden sonra yanına yaklaştı. Corrie, adamı hemen tanıdı; bu kişi Ravensbrück’teki acımasız gardiyanlardan biriydi.
Adam Hristiyan olmuştu ve Tanrı’nın onu affettiğini söyledi. Corrie’den de kendisini affetmesini istedi ve elini uzattı. Corrie donup kaldı; o ve Betsie’nin adam yüzünden yaşadığı tüm acılar ve sıkıntılar aklına geldi. Sessizce dua etti ve Tanrı’dan ona affetme gücü vermesini istedi.
Sonunda, Corrie elini uzattı ve adamı affetti. Ellerinin buluştuğu anda, Tanrı’nın sevgisinin kalbini doldurduğunu hissetti. O an anladı ki, affetmek bir duygu değil, Tanrı’ya itaat etmeyi seçmek ve O’nun bizim aracılığımızla çalışmasına izin vermektir.
Corrie, hayatının geri kalanını affetme hikâyesini paylaşarak geçirdi. Hiçbir günahın Tanrı tarafından affedilemeyecek kadar büyük olmadığını ve hiç kimsenin umutsuz olmadığını savundu. Onun hikâyesini anlattığı Sığınak (The Hiding Place) adlı kitabı, insanları Tanrı’nın sevgisine güvenmeye ve en zor durumlarda bile affetmeyi seçmeye teşvik etmeye devam ediyor.
Onun kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bağışlama konusunda bize çok şey öğretebilir. İşte kitabın en sevdiğim üç alıntısı:
“Affetmek bir irade eylemidir ve irade, kalbin sıcaklığından bağımsız olarak işleyebilir.”
“Tanrı’nın sevgisinden daha derin bir çukur yoktur.”
“İsa ile, en karanlık anlarımızda bile en iyisi bizimle kalır ve en iyisi henüz gelmemiştir...”
Ücretsiz Kitap
Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.
İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.