İnsan yaşlandıkça, çoğu zaman gerçekleşeceğine kesin gözüyle baktığımız fiziksel bir sorun baş gösterir ve bu DENGE'dir.
Eskiden ellerimden destek almadan, doğrudan yerden kalkabiliyordum. Tek ayak üstünde durarak kolayca kıyafet değiştirebiliyor, merdivenlerden kolayca inip çıkabiliyor, karanlıkta yürüyebiliyor ve bir şeylere çarpmadan ilerleyebiliyordum...
Ama zaman içinde, egzersiz yapmam ve vücut ağırlığımı normal değerlerde tutmaya çalışmama karşın işler değişti. Dengeli kalabilme yeteneği çok daha büyük bir zorluktur.
Artık bazı şeylerin dengesini eskisi gibi koruyamıyorum.
Daha önceden yaptığım şeyleri artık yapamıyorum…Eskiden aynı anda birçok şeyi yapardım. Bir hemşire olarak aynı anda birkaç hastayı takip etmek zorundaydım. Bir anne olarak, bir yandan kızlarımdan birinin ev ödevine yardım ederken, diğer yandan iki yaşındaki kızımın ne yaptığının farkında olmam gerekiyordu. öğrencilerle ilgilendiğim için, her çarşamba akşamı belirsiz sayıda insan için büyük bir yemek hazırlamak zorundaydım.
Bütün bunlar Tanrı’nın çağrısının bir parçası olduğundan dolayı bu zorlu işlerle uğraşmaktan zevk aldım, enerjik ve dengede hissettim.
Hayatım dengede olduğunda, başkalarına iyi odaklanacak ve tüm yüreğimle hizmet edecek enerjiye sahibim. Ama bazen de, çalışma programımın "sekteye uğraması", çözülmesi gereken yeni bir sorun, bir sağlık durumu vb. bir sorun olduğunda dengemi yitirebiliyorum.
Eğer Tanrı'dan bu değişimi atlatmam için bana yardım etmesini ve durumu O'nun gördüğü gibi görmeyi istersem, her ne olursa olsun kendimi O'nun kontrolüne bırakabilirim. Bu ihtiyacım olan dengeyi yeniden sağlar. Ancak, kontrolü ele almaya çalıştığımda, genellikle işlerin "benim istediğim gibi" gitmediği için daha yorgun ve sinirli olurum. Tanrı yüklerimizi taşımak için "bize arka çıkmak" istiyor. Bol yaşamı deneyim etmemizi istiyor. Dengemizi nasıl kaybediyoruz?
Belki de hedefimizi gözden kaybettiğimiz için böyle oluyor.
Bilirsiniz, bir balerin, fiziksel dengesini korumak için gözünü sabit bir noktada tutar. Trapez sanatçısı da bunu aşağıya bakmayarak yapar. Ne harika fikirler! İşimde ve hizmetimde dengeyi sağlamak için gözümü sabit noktadan ayırmamam gerekiyor ("gözlerimizi inancımızın öncüsü ve tamamlayıcısı olan İsa'da sabit tutmak".) Ve yukarı baktığımda, yardımımın geleceği yere bakarım (yardımım Rab’den, göğün ve yerin Yaratıcısı'ndan, geliyor.)
Peki, odak noktam ve aldığım yardım sabit, güvenli ve değişmez olduğuna göre aktiviteleri dengeleme yeteneğim değişti mi? Bazı günler, evet. Bunu yaşlanmanın bir parçası olarak benimsemem gerek. Ve odaklanmama ve yukarı bakmama yardımcı olmaları için çevremdeki diğer kişilerden destek istemeliyim! Yaşlı insanların ne kadar sık yere baktıklarını hiç fark ettiniz mi? Çünkü onlar (ben) düşmekten korkuyorlar. Kendimizi dengeleme yeteneğimizin azalması nedeniyle tökezlediğimizde düşeriz. Gençken bu bir sorun değildir. Benimse "Dengemi bulmam" için yardımına ihtiyacım var. Rabbimiz’e umut bağlamak için yardımına ihtiyacım var.
Ücretsiz Kitap
Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.
İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.