Yakın dostumuz olan bir aile ile konuşuyorduk, onlar derin bir acı yaşıyorlar. Malesef acı bir şekilde yaşadıkları yerlerinden, evlerinden ani bir şekilde ayrılmak zorunda kalabilirler, işin aslı inançlarından dolayı aniden gurbette oldukları ülkeden hiç de nazik olmayan şekilde uzaklaştırıyorlar.
Tam okul döneminin ortasında, çocuklar daha ne olduğunu bile anlamadan, üstelik işlenmiş hiç bir suç hiç bir ahlaksızlık yokken bir anda sadece inancınızdan dolayı yaka paça kapının önüne atılıyorsunuz düşünsenize…
Bunun hangi ülke olduğunu burada paylaşmayacağım ama sohbetimizin bir yerinde yüreğime taş gibi oturan çarpıcı cümleyi hatırladığım kelimelerim ile yazacağım,
- Çocuklarımız şunu söylediler, evimizden uzaklaşmak zorunda mıyız? Evimizi çok özleyeceğim.
Tabi madalyonun diğer yüzü buydu. Küçük bir çocuk zaten yabancı olarak yaşadığı yerde bir anda bir gerçekle karşılaşıyor.
Bu gerçeğin “Ona görünen” yüzü şu şekilde...
- Hiç tanımadığım insanlar, hiç anlamadığım sebeplerden dolayı beni evimden kovuyorlar.
O an hafifce yutkundum kendi kendime şu soruyu sorarken.
Ev nedir?
Mesela ben doğduğumdan beri aynı mahallede yaşıyorum, mahallenin sokaklarının bir bir değişmesini, eski güzel apartmanların yıkılıp fabrikasyona dönüşmesini, çocukluğumda top oynadığım bahçelerin otoparklara dönüşmesini izleyecek kadar uzun zaman geçirdim bu mahallede.
Küçüklüğümüzde bizimle oynayan ama bizden biraz daha yaşça büyük olan ağbeylerin bazılarının yüzündeki izler çok daha derin artık, bazıları ise aramızda değil.
Geçenlerde o sokaklardan birini uzun uzun seyrettim ve aynı soruyu sordum kendime, ev neresi?
Yaşadığım yeri her zaman çok sevdim.
Hayatımdaki ilk taşınma deneyimim 19 yaşındaydı, kiraladığımız evi başka birisi satın almıştı ve odamdan kopmak bana çok acı vermişti, daha doğrusu evimden koparılmış gibi hissettiğimi hatırlıyorum o an.
Şimdi geriye dönüp baktığımda bu acının çok kısa sürdüğünü hatırlıyorum. Yeni evimize yerleştiğimizde her şey bitti çünkü..
Evimiz bizimle gelmişti…
O eski daire, içinde biz olmadan birkaç duvardı
Ev bizdik…
Sahi ev nedir?
Bir apartman dairesini evim dedirtecek şey nedir?
Kabul edildiğin, sevildiğin, ya da yalnız isen, dokunduğun, değiştirdiğin, karakter kattığın yerdir..
her ne kadar ben taşındığımda sadece birkaç sokak öteye taşınmış olsam da…
Ve bunun başka bir ülkeye taşınmak zorunda olmakla aynı şey olduğunu bilsem de..
Yine de, sanırım İsa Mesih’i sevenler için kaplumbağa çok özel bir örnek olurdu…
Sahi, bir kaplumbağa şunu sorsaydık ne derdi sizce?
- Sahi senin evin neresi?
Kimseyi kayırmadan, kişiyi yaptıklarına bakarak yargılayan Tanrı'yı Baba diye çağırdığınıza göre, gurbeti andıran bu dünyadaki zamanınızı Tanrı korkusuyla geçirin. - 1Pe 1:17
Ücretsiz Kitap
Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.
İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.