Şabat Günü’nü kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın.  Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB’be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü’nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.  (Mısır’dan Çıkış 20:8-11)

Musa Mısır'dan çıkıp İsraillilerle birlikte Sina Dağı'na doğru gitmeye başladılar. Oraya giderken çölde dolaştılar. İsrailliler şikâyet etmelerine ve her zaman sözünü dinlememelerine rağmen, Tanrı onlara lütfunu ve merhametini göstermeye devam etti. Tanrı’nın halkı Sina Dağ’ındayken Musa aracığıyla onlara 10 buyruk verildi. 10 buyruğun esasen Eski Antlaşma Yasası'nda yer alan 600'den fazla emrin bir özeti olduğunu düşünebiliriz. İlk dört emir, Tanrı’yla olan ilişkimizi ele alır. 4. emir aracığıyla, Tanrı, bize şabat'ın Kendi yaratılış düzeninin bir parçası olduğunu bir daha hatırlatır. Son altısı, başkalarıyla olan ilişkilerimize odaklanır. Yeni Antlaşmadaki “Tanrı’yı sevmek” ve “insanın komşusunu sevmesi” buyruklar, Yasadaki emirlerin birçoğunu kapsar

(Gal. 5:14) çünkü İsa dedi ki Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır (Matta 22:40).

Birçok insan farkında olmadan 10 buyruğa (yasasına) sadece kurallar dizisi olarak bakar. İnsanlar, onlara uyarsak Tanrı'nın önünde iyi bir konuma sahip olacağımızı ve günahlarımızdan aklanacağımızı düşünürler. Aslında tam tersidir. Elçi Pavlus Romalılar 3:20’de bunu şöyle açıklar: Yasa’nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine varılır. 10 Buyruk ve diğer yasalar, hepimizin günah işlediğimizi (Rom. 3:23) gösterir ve Tanrı’nın sadece merhametine ve lütfuna ihtiyacımız olduğunu hatırlatır. Pavlus, sevaplarımızla iyi işlerimizle (Efes. 2:9) ya da yasaya uyarak (Gal 2:16) kurtulamayacağımızı öğretir. Ve insanın yürekten inanmakla aklandığını ve imanını ağzıyla itiraf etmekle kurtulduğunu da açıklar (Rom. 10:10). Yakup da bunu daha detaylı anlatırken şöyle der: Yasa’nın her dediğini yerine getirse de tek konuda ondan sapan kişi bütün Yasa’ya karşı suçlu olur (Yak. 2:10).

İsa Mesih’in izleyicileri olarak, İsrail'e Tanrı tarafından verilen yasalara tam olarak uymak zorunda değiliz. Bizler Eski Antlaşma yasası yerine, Mesih'in lütfu altındayız. İman yoluyla Tanrı’nın lütfuyla kurtulduk (Efes. 2:9) ve biliyoruz ki Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi (Yuh. 1:17). Pavlus ayrıca bu argümanına şunları da ekler; imanla aklanalım diye Mesih’in gelişine dek Yasa eğitmenimiz oldu. Ama iman gelmiş olduğundan, artık Yasa’nın denetiminde değiliz (Gal. 3:23-24). Hamd olsun ki Yasa’nın denetiminde değiliz ancak Yasa hala bizim için değerlidir ve Kutsal Yazıların tümü Tanrı esinlemesidir (2 Tim. 3:16). Yasa, bize hala yüreklerimizin derinliklerini gösterir ve yasaların bilgeliği kalıcıdır. RAB’bin yasası yetkindir, cana can katar (Mez. 19:7a). Eski Antlaşma’ndan bilgelikler, ilkeler, örnekler, hikâyeler ve İncil’deki tekrarlanan gerçekler hala günlük Hristiyan hayatımızda uygulanabilir.

Eski Antlaşma döneminde yaşayan halk (yani İsrailliler) Tanrı’nın kendilerine verdiği bir emir olduğu için şabat'ı takip ediyorlardı. İncelediğimiz şabat istirahati, Yeni Antlaşma döneminde yaşayan bizler için uymamız gereken bir buyruk değildir. Size, şabat'ın uyulması gereken bir emir değil, İsa Mesih’in takipçileri olarak kucaklaşabileceğimiz bir ilke olarak tavsiye etmek isterim. Dinlenmek ve işinizi durdurmak için güzel bir fırsat ve davet olabilir. Şabat ilkesi herkes tarafından farklı bir şekilde yaşanabilir ve uygulanabilir. Dünyadaki doktorların ve sağlık uzmanlarının çoğu, sağlık yaşam tarzının bir parçası olarak dinlenmeyi şiddetle tavsiye eder.

İlk adım kendimize birkaç soru sormakla başlar ve onları dua ederek Rab‘be getirmemiz lazım:

• Şabat ilkesi hayatımda değer vermek istediğim bir şey midir?
• Bu kavram, işime ve hayatıma bakışımı nasıl etkiler?

Bu yazı serisinin ilkinde öğrendiğimiz gibi şabat, emeğin kesilmesini ve işin durdurulmasını ifade eder. Önümüzdeki haftalarda, bu alanda teolojimizi derinleştirmeye devam edip şabat'ı uygulamanın bazı pratik yolları hakkında daha fazla öğrenmeye odaklanacağız.

Geçen haftadaki hikaye’de gördüğümüz gibi, Tanrı İsraillerin 6. günde iki porsiyon yiyecek toplamalarını söyledi. Şabat gününe hazırlanmalarını istedi. Biz de bu istirahat davetine katılmak istiyorsak ve hayatımızın yoğunluğunda işimizden gerçek bir dinlenme zamanı istiyorsak, bunun için plan yapmak ve hazırlanmak önemlidir. Tanrı, İsraillilere tam 24 saat çalışmamalarını emretti. Ancak çoğumuz için bu mümkün olmuyor. Haftanızda işinizden dinlenmek için bir şeyler yaptığınız esnek bir zaman olabilir. Kendiniz veya başkaları (aileniz) ile yapılabilir.

İkinci adım ise şabat gününüze daha fazla vakit ayırabilmek için bunları yapabilirsiniz:

• Bu hafta bir zaman bulup haftalık programınıza bakın. Tam zamanlı çalışıyor olsanız bile, keyif aldığınız ve sizi dinlendiren bir şey yapmak için biraz zaman ayırın. Küçük başlamak önemlidir.
• Ailece pazar günü sizin şabat gününüz ise cumartesi günü ev işlerinizi ve alışverişlerinizi biraz erken yapabilirsiniz ve büyük bir yemek hazırlayabilirsiniz. Ve pazar günü ailenizle geçirebileceğiniz biraz daha özel vaktiniz olacaktır.
• Öğrenciyseniz, çalışma programınızı şabat zamanınız göre planlayın.

Tanrı’ya şükürler olsun ki Tanrı’yı sevmek O’nun buyruklarını yerine getirmek demektir. O’nun buyrukları da ağır değildir (1 Yuh. 5:3) ve yazılı yasanın eski yolunda değil, Ruh’un yeni yolunda yürümeye başladık (Rom. 7:6).