AĞIT YAKARAK TANRI'YA HAYKIRMAK



Hayat zorlaştığında sığınmak için nereye koşuyorsunuz? Tüm cevaplara sahip olmadığınızda, nereye dönüyorsunz? Kafanız karıştığında veya belirsiz bir dönemden geçtiğinizde nereye gidiyorsunuz?

Geçtiğimiz 3 ay boyunca, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin yol açtığı can kayıplarının ve büyük yıkımın yasını tutarken hepimiz çok karmaşık duygular yaşadık. Ben de karışık duygular yaşadım. Dürüst olmak gerekirse kendimi korku, panik ve üzgün hissettim. Ağladım. Şok içindeydim. Dua ettim. Tanrıya yalvardım ve Ona tapınmaya çalıştım. İlahiler dinleyemeye çalıştım. Yas tuttum...Mezmurlar'da bu tür duygularla karşılaşırız. Mezmurlar Kitabı çok seviliyor çünkü içinde biz varız ve tapınan kişinin düşüncelerini övgü ve hayranlıkla Tanrı'ya odaklayan dualar, şiirler ve ilahilerle doludur. Ağıtlar da vardır. İlahilerin çoğu, yazarlarının sıkıntılar yaşarken hissettikleri duyguları anlatır. Mezmurlar’ın yaklaşık yarısı ağıttır.

Kutsal Kitap’ta "ağıt" kelimesi şu anlamlara gelir: 1) üzüntüyü ifade etmek ya da hissetmek, 2) ağlamak ya da feryat etmek, yas tutmak ya da 3) şikâyet veya ağlama ile ifade edilen keder ya da üzüntüdür. Ağıt, acımızı Tanrı'ya ifade etmenin bir yoludur. Kutsal Kitap bizi ağıt adı verilen güçlü bir duayı uygulamaya teşvik eder. Yeremya’nın Eski Antlaşma’da Ağıtlar adlı bir kitabı vardır. Hezekiel ağıt yaktı. Daniel yas tuttu. Isa Mesih Lazar için ağladı ve Yeruşalim için acıyla haykırdı. Kutsal Kitaptaki birçok karakter derin bir kayıp ve üzüntü yaşadı. Eyüp, Naomi, Hanna ve Davut gibi insanlar…tüm karakterlere baktığımızda, çoğunun farklı zorluklardan geçtiğini görürüz. Bu Kutsal Kitap’ta çok tanıdık bir temadır.  

Mezmurlar'daki ağıtlar bireysel ve toplumsal olarak sınıflandırılabilir.

Bireysel mezmur türleri şunlardır: 3, 5-7, 13, 17, 22, 25-28, 32, 38, 39, 42, 43, 51, 54-57, 59, 61, 63, 64, 69-71, 86, 88, 102, 109, 120, 130 ve 140-43.

Toplumsal mezmur türleri şunlardır: 44, 74, 79, 80, 83 ve 89.

Mezmurlar'daki ağıtlardan tanrısal bir şekilde nasıl yas tutabileceğimize dair öğrenebileceğimiz çok şey olduğuna inanırım. Mezmurlar’dan birine birlikte bakalım ve neler öğrenebileceğimizi görelim. Bunun için 77. Mezmur'u seçtim.

  1. Mezmur Asaf tarafından yazıldı. Hem Asaf hem de Davut yetenekli şarkıcılar ve şairlerdi. Asaf, Davut tarafından bir tapınma lideri olarak görevlendirildi. Ona ya da İsrael halkına kötü bir şey olmuştu. İlk on ayette, Asaf kendi düşünce ve duygularını analiz eder. Bu mezmur çok düşük bir yerde başlar ondan sonra zamanla yükselir.

Yüksek sesle Tanrı’ya yakarıyorum,  
Haykırıyorum beni duysun diye.  
Sıkıntılı günümde Rab’be yönelir,  
Gece hiç durmadan ellerimi açarım,  
Gönlüm avunmaz bir türlü.  
Tanrı’yı anımsayınca inlerim,  
Düşündükçe içim daralır. Sela  
Açık tutuyorsun göz kapaklarımı,  
Sıkıntıdan konuşamıyorum.  
Geçmiş günleri,  
Yıllar öncesini düşünüyorum.  
Gece ilahilerimi anacağım,  
Kendi kendimle konuşacağım,  
İnceden inceye soracağım:  
“Rab sonsuza dek mi bizi reddedecek?  
Lütfunu bir daha göstermeyecek mi?  
Sevgisi sonsuza dek mi yok oldu?  
Sözü geçerli değil mi artık?  
Tanrı unuttu mu acımayı?  
Sevecenliğinin yerini öfke mi aldı?” 
(Eski Antlaşma, Mezmur 77:1-9)

Asaf, Rab'be yakararak başlar. O, kederinin ortasında Rabbi arar. Önce Tanrı’ya kederli öyküsünü anlatır. Yardım için Tanrı'ya ağlar. Yorgun ve sıkıntı içinde yardım için Tanrı'ya uzanır, yönelir. Tanrı’yı düşünürken sevinmek yerine yas tutmasına neden olan duygulara kapılır. Ne kadar derin düşünürse, o kadar çok hüzünlenir. Onu daha iyi hissettirecek hiçbir şey yoktur. Genellikle ağıtlar düşmanlarımıza ya da çektiğimiz acılara yönelik değildir. Bizimle konuşmak isteyen ve bizi duyan Tanrı'ya yöneltiriz. Bu yüzden önce Tanrı'ya konuşun. Ağıtınızın O'na yönelik olduğundan emin olun.

 

  1. Ağıt yakarken ilk adımımız Tanrı'ya yakarmak ve seslenmektir.

Asaf’ın uykusuzluğu vardır. Onun çektiği acıyı ifade edecek sözcükler bulamaz. Eski iyi günleri hatırlayarak avunmak ister. Probleminden önceki bir zamanı ve geceleri ilahi söylediği eski günleri hatırlıyor gibi görünüyor. Ağlamak ve Tanrıya şikayet bulunmak sorun değildir. Tanrı şikayetlerinizi ele alabilir. Eyüb’ün örneğini düşünelim biraz. Eyüp tanrısal bir adamdı. Sadık bir şekilde Rab’le yürüdü. Birdenbire her şey ona karşı geldi. Bütün ailesini ve mallarını kaybetti. İnanılmaz bir şekilde Eyüp ne günah işledi ne de Tanrı’yı şuçladı. Ancak Eyüp’ün acıyla haykırdığını ve kendini tutmadığını görürüz. Çılgınca dualar etti. Tanrıya tam olarak nasıl hissettiğini söyledi. Otuz beş bölüm boyunca Eyüp’ün hem Tanrıyla hem de arkadaşlarıyla güreşmesini okuyoruz. Şüphe etti. Ağladı. Tanrının nerede olduğunu ve bütün bunların neden olduğunu anlamaya çalıştı.

 

  1. Ağıt yakarken ikinci adımız Tanrı’ya acımızı söylemek ve açıklamaktır.

Mezmurlar'ın yazarları acılarını ve duygularını Tanrı'ya anlatırlar. Siz de çektiğiniz acıları ve hissettiklerinizi O'na anlatabilirsiniz. Asaf, yaşadığı duygusal mücadele nedeniyle çok zor sorular sorar. Bazen içinde bulunduğumuz sıkıntıdan ya da zorluktan dolayı Tanrı’nın böyle olduğunu düşünebiliriz ve Tanrı'yı ​​bu şekilde sorgulayabiliriz:

*Bir denemeden geçerken kendimizi reddedilmiş hissedebiliriz.

*Bazen imtihan hiç bitmeye çekmiş gibi hissedebiliriz.

*Tanrı'nın nimetlerinin ve sevgisinin geri dönüp dönmeyeceğini merak edebiliriz.  

*Tanrı’nın sözü geçerli mi hala diye sorabiliriz kendimize.

*Bazen Tanrı'nın cezasını veya gazabını yaşıyormuş gibi hissedebiliriz.

Asaf, zorlu bir denemenin ortasında her insanın duygularını düşünüp ifade eder. Bu duygular, cevap aradığı altı soruya kaydedilir. Ancak mezmur burada bitmez ve Tanrı asla ağıt noktasında kalmaz.

Sonra kendi kendime,

“İşte benim derdim bu!” dedim,  
“Yüceler Yücesi gücünü göstermiyor artık.”  
RAB’bin işlerini anacağım,  
Evet, geçmişteki harikalarını anacağım.  
Yaptıkları üzerinde derin derin düşüneceğim,  
Bütün işlerinin üzerinde dikkatle duracağım.  
Ey Tanrı, yolun kutsaldır!  
Hangi ilah Tanrı kadar uludur?  
Harikalar yaratan Tanrı sensin,  
Halklar arasında gücünü gösterdin.  
Güçlü bileğinle kendi halkını,  
Yakup ve Yusuf oğullarını kurtardın.   
Sular seni görünce, ey Tanrı,  
Sular seni görünce çalkalandı,  
Enginler titredi.  
Bulutlar suyunu boşalttı,  
Gökler gürledi,  
Her yanda okların uçuştu.  
Kasırgada gürleyişin duyuldu,  
Şimşekler dünyayı aydınlattı,  
Yer titreyip sarsıldı.  
Kendine denizde,  
Derin sularda yollar açtın,  
Ama ayak izlerin belli değildi.  
Musa ve Harun’un eliyle  
Halkını bir sürü gibi güttün. 
(Eski Antlaşma, Mezmur 77:10-20)

Yavaşça onun tutumunda ve yüreğinde bir değişiklik görmeye başlarız. 11’inci ayette ruhsal bir dönüm noktası bulunur. Asaf gözlerini gökyüzüne çevirmeye başlar ve halkı zor durumdayken Tanrı’nın geçmişte nasıl mücadale ettiğini düşünmeye karar verir. Asaf kendi sorularını yanıtlamaya başlar. Tanrı'nın uzun zaman önce yaptıklarını hatırlar. Rabbin işlerini hatırlar ve bildirir. Tanrı'nın tüm güçlü işlerini derin düşünür.

 

  1. Ağıt yakarken üçüncü adımımız Tanrı’dan yardım istemek ve Tanrı’nın karakterine tekrar odaklanmaktır.

Sadece şu andaki olumsuz zor sorunlar üzerinde durmak kolaydır. Ama onların üstesinden gelmeliyiz ve sahip olduğumuz birçok nimeti ve bereketi düşünmeliyiz. Rab’be ve harika işlerine bakarsak bakış açımız değişir. Aslında sevinmek için her gün binlerce sebep vardır. Tanrı'nın kim olduğunu hatırlar. Tanrı’nın sıfatlarını anlatır. Tanrı'nın yolları kutsaldır. Tanrı neye ihtiyacımız olduğunu biliyor. Tanrı’nın kudreti görülür. Tanrı'nın gücünü unutmak kolaydır. Tanrı’nın yaratma gücünü, Tanrı'nın kurtuluştaki gücünü ve Tanrı'nın yaşamları değiştirme gücünü unutabiliriz. Kaygılanmak yerine Rab’be güvenerek her daima şükretmeye gayret etmeliyiz. Tanrı öyle güçlü ki, O her zaman, her durumda egemendir. Eğer bu gerçeği anlarsak, o zaman ne gelirse gelsin, Ona şükredebiliriz. Rabbe yakardığımızda, O’nunla bütün zayıflıklarımızı ve hüzünlerimizi anlatabiliriz çünkü O acımızı anlar ve derdimizi görür. Tanrı bize yaşamımız için ihtiyacımız olan her şeyi verdi. Tanrı bize gücünü, sevgisini ve esenliğini vermek ister. Müjde’nin güzelliği budur. Üzüntülerimizi ve acılarımızı Tanrı'nın önüne döküp orada sonlandırmayız. Aksine, acılarımızda yardım ve umut bulmak için Mesih'in müjdesine yöneliriz ve cesaretle Tanrımızın tahtına yaklaşırız.

 

  1. Ağıt yakarken dördüncü adımız Tanrı’nın sadık sözlerine güvenmektir.

Mezmur yazarları sıklıkla Tanrı'nın sadakati ve karakteri üzerinde dururlar. Ağıt yakmak doğru yapıldığında neredeyse her zaman Tanrımızın sadık ve kararlı sevgisi üzerinde durmamızla sona erer. Bunu görürüz. Asaf, Tanrı'nın halkını nasıl kurtardığını da hatırlar. İsrael halkı Mısır'dan ayrıldı. Asaf, geri çekilen Kızıldeniz sularını resmeder. Bütün doğada azgın bir fırtına kopmuştur. Yağmur seller halinde dökülür. Kasırgada şimşekler dünyayı aydınlatır. Firavun’un onlarla işi bitmemişti. Ordusunu toplayarak onların arkasından gitti. Kisa bir süre sonra, onları uçurum ve deniz arasında tuzağa düşürdü. Musa suyun kenarına gitti ve kolunu uzattı. Tanrı suların arasında bir yol açtı. Halk güven içinde geçti. Tanrı kendine denizde bir yol açmıştır. Tanrı’nın ayak izlerini hiç kimse görmemiştir. Demek ki Tanrı perde arkasında bir şey yapıyordu. Tanrı her zaman onların yanındaydı. İyi çobanımız olarak Tanrı bizi de böyle yönlendirir. Bizi hiç yalnız bırakmayacaktır. Hamd olsun ki Rab İsa Mesih sevgi dolu bakışıyla hepimizi izler. Dert ve hüzünlerimizde O’na yakardığımız zaman bize lütfunu armağan eder.

 

 

 


Ücretsiz Kitap

Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.

İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

İlgili İçerikler

Bizi Takip Edin

Çekinmeden bizimle iletişim kurabilirsiniz. İlginç, samimi, renkli, içe dönük, dışa dönük ve pek çok tarzda insanlarla tanışmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyoruz.