Bağışlama Ne Değildir…



 

Bağışlama, bu yıkık dökük dünyada yaşarken, hepimizin ihtiyaç duyduğu bir şeydir. Affetmek duygusal iyileşmeyi destekler. Akıl sağlığımızı ve ilişkilerimizi güçlendirir. Kişisel gelişimi teşvik eder ve çatışmaları önlemeye yardımcı olur. İçinde yaşadığımız bu zorlu dünyada daha fazla şefkat ve sevgi yaratır. Kutsal Kitap bize bağışlamanın ne olduğu ve ne olmadığı hakkında çok şey öğretir. Kutsal Kitap'ın bu konu hakkında neler öğrettiğini sizlerle keşfetmek isterim. İlkin etkin bir şekilde bağışlayabilmek için bağışlamanın ne olmadığını öğrenmemiz gerekir.

14 Kasım 1940 Yılında Nazi Hava Kuvvetleri İngiltere’nin Coventry şehrini bombaladı. Bu, İngiltere’ye 2. Dünya Savaşında yapılmış en büyük saldırı olarak tarihe geçti. Bombardıman bittiğinde insanlar olup biteni görmek için sokaklara döküldüklerinde, bazı Hristiyanlar kiliselerinin yerinde kocaman taş yığınları görmüşler. Ama Rab’be imanı güçlü olan biri bu yıkıntının tepesinden iki kalas alıp bir haç çakmış ve cemaat bir süre kilisenin yıkıntısının etrafında toplanmış. Bu haçın altına da “Baba Bağışla” diye yazmışlar. Tıpkı İsa’nın çarmıhta dediği gibi “Baba onları bağışla! çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar” (Luka 23:34) Bir insan olarak, bu kişilerin bunu yaşarken ne hissettiklerini ve nelerle mücadele ettiklerini hayal edemem. Ama düşünün, bu nasıl bir tanıklıktır!

“Bağışlamak” sözcüğü; birisini yükümlülükten azat etmek, bir borcu affetmek, iptal etmek, geçmişe sünger çekmek gibi anlamlara gelir. Bağışlamak eskiden bir ekonomi terimi idi. Bir kişinin borçlarını silmek anlamına geliyordu.Mesih İsa'nın öğrencisi Petrus'a bu konu hakkında ne söylediğine bakalım.

“Bunun üzerine Petrus İsa’ya gelip, ‘Ya Rab’ dedi, ‘Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?’ İsa, ‘Yedi kez değil’ dedi. ‘Yetmiş kere yedi kez derim sana.” (Matta 18:21-22)

1- Bağışlamak bir defaya mahsus yapılan bir eylem değildir. 

Bir kişiyi bağışladıktan sonra da bağışlama bitmez! İnsanlar hata yapmaya veya günah işlemeye devam edebilirler. Ya da birini bağışladıktan sonra bile öyle anlar oluverir ki, sanki olayı tekrar tekrar yaşarsınız. Bağışlamak, kimi zaman devamlı yapılması gereken bir şey, çoğu zaman da ağır bir süreçtir.

Bu ayetlere göre, bağışlama bize kolay gelmeyecektir. Yani “onu bağışladın mı?” diye sorup ardından “onu bir daha bağışlaman gerekmez” diyemeyiz. Bağışlama hayat boyu yapılacak bir eylem, bir tutum olmalıdır.

2- Bağışlamak unutmak demek değildir.

Bu Hristiyanlığın en büyük mitlerinden biridir. Genellikle bağışlayıp unutmak bizim için mümkün değildir. Eğer size karşı işlenen günah derinse, onu kolay kolay unutamanız, mümkün değildir. Bazı kişiler Kutsal Kitap’a başvurur, mesela Yeremya’ya bakarlar. Orada Tanrı’nın bizim günahlarımızı artık anmayacağı yazılıyor. Bunun üzerine şöyle derler: "Bak, gördün mü? Tanrı günahlarımızı anmıyor." Ama Tanrı günahlarımızı hatırlar. Kendisi her şeyi bilendir, hiçbir şeyi unutmaz. O zaman deyimin anlamı nedir? Anlamı şu: Mesih’e içtenlikle iman eder etmez günahın yargısından kurtulduk. Yani günahlarımızdan aklandık. Mesih’e bağlı olarak yaşarken günahın tesirinden kurtuluyoruz. Mesih benzerliğinde değiştiriliyoruz. Tanrı artık günahlarımıza değil, İsa’nın yaptıklarına dayanarak bizimle ilgileniyor. Bizi yeni yaratık olarak görüp, yeni gelecek için çalışıyor. Tanrı bizi düşündüğü zaman ilkin günahlarımız değil, İsa’nın lütfuyla bizim için yaptıklarını düşünür ve İsa’nın yapacakları akla gelir. Ama Tanrı hiçbir şeyi unutmuyor; sadece anmıyor. Yani dün ne yaptığımızı unutuyor diyemezsiniz.

3: Bağışlamak günahı hafife almak demek değildir.

Bağışlamak bir kötülüğü görmezlikten gelmek demek değildir. Kimi insanlar şöyle diyebilirler: ‘’O olay olmadı. Unuttum bile. Bak, geçmişte kaldı, ben ileriye bakıyorum. Başıma gelmedi gibi yapıyorum. Beni etkilemesine izin vermiyorum.’’ Bağışlamak bir kötülüğü, birinin bize karşı günah işlediğini inkâr etmek değildir. Bazı insanlar böyle derler: ‘’Merak etme. Kimse kusursuz değil. Herkes yanlış yapar’’ ya da ‘’Kafana takma, büyük bir olay değil. Daha kötü şeyler de oldu.’’ Bunlar bağışlama değildir. Bir şeyi hatırlamamız gerek: Günah büyük ve önemli bir olgudur.

4: Bağışlamak barışmak demek değildir.

Yıllar önce çok güzel bir söz duydum. “Bağışlamak bir kişi gerekir. Barışmak iki kişi gerekir.” Bağışlamak ve barışmak iki ayrı şeydir. Bize karşı günah işleyenleri affedebiliriz (ve yapmalıyız). Biri beni incittiğinde, Tanrı'ya gidip affetme kısmı için Ona güvenirim. Affederim çünkü Tanrı beni özgür kılmak ister. Bizim sorumluluğumuz affetmektir. Kutsal Kitap'ta birçok kez başkalarını affetmemiz öğütlenir. Barışma bağışlamayı içerir. Ancak bağışlamanın ötesine geçer. Barışma bozulmuş bir ilişkiyi onarmaya çalışır. Bağışlama ise genellikle tek taraflıdır. Ancak barışma, her iki tarafın da bir ilişkinin onarılmasına katılmaya istekli olmasını gerektirir. Bu farklı bir konudur. Belki başka bir makalede buna bakabiliriz.

5: Bağışlamak bizim için kolay değil ve doğal gelmez.

Bağışlamak bize kolay gelmez, çünkü bağışlamak adaletli gibi görünmez. Birisi hakkımızı yerse, bizi incitirse ne isteriz? İntikam.

Bağışlama daima bir mücadele, bir uğraştır. Ne kadar iyi, ahlaklı ya da ruhsal olursak olalım, niyetimiz ne kadar iyi olursa olsun, haksızlığa uğrayınca haksızlık edeni affetmek kolay olmaz. Tanrısız hiç kimseyi affedemeyiz. Bu konuda Tanrı’nın gücüne ihtiyacımız var.

C.S. Lewis şöyle der; “Hristiyan olmak affedilmez şeyleri affetmek demektir çünkü Tanrı daha önce sana aynısını yaptı”. Doğal olarak biz tek başımıza değil, ancak Tanrı'nın yardımıyla affedebiliriz.

Bu dünyada çok fazla adaletsizlik var. Günah dolu bir dünyada yaşıyoruz ve bunu görüyoruz. Ama her konuda Tanrı’ya güvenmeli, her olayı ve sonucunu Tanrı’nın eline bırakmalıyız. Bazen ne yaptığını, nasıl çalışacağını bilmiyoruz, göremiyoruz. Ama etkin bir şekilde, perde arkasında bir şeyler yapıyor.

Peki, neden insanları bağışmalıyız?

İsa Mesih’in, öğrencisi Petrus’a ne söylediğine Kutsal Yazılar’dan tekrar bakalım.

“Bunun üzerine Petrus, İsa’ya gelip, ‘Ya Rab’ dedi, ‘Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?’ İsa, ‘Yedi kez değil’ dedi. ‘Yetmiş kere yedi kez derim sana. Şöyle ki, Göklerin Egemenliği, köleleriyle hesaplaşmak isteyen bir krala benzer. Kral hesap görmeye başladığında kendisine, borcu on bin talantı bulan bir köle getirildi. Kölenin ödeme gücü olmadığından efendisi onun, karısının, çocuklarının ve bütün malının satılıp borcun ödenmesini buyurdu. Köle yere kapanıp efendisine, ‘Ne olur, sabret! Bütün borcumu ödeyeceğim’ dedi. Efendisi köleye acıdı, borcunu bağışlayıp onu salıverdi. “Ama köle çıkıp gitti, kendisine yüz dinar borcu olan başka bir köleye rastladı. Onu yakalayıp, ‘Borcunu öde’ diyerek boğazına sarıldı. Bu köle yüzüstü yere kapandı, ‘Ne olur, sabret! Borcumu ödeyeceğim’ diye yalvardı. Ama ilk köle bunu reddetti. Gitti, borcunu ödeyinceye dek adamı zindana kapattı. Öteki köleler, olanları görünce çok üzüldüler. Efendilerine gidip bütün olup bitenleri anlattılar. “Bunun üzerine efendisi köleyi yanına çağırdı. ‘Ey kötü köle!’ dedi. ‘Bana yalvardığın için bütün borcunu bağışladım. Benim sana acıdığım gibi, senin de köle arkadaşına acıman gerekmez miydi?’ Bu öfkeyle efendisi, bütün borcunu ödeyinceye dek onu işkencecilere teslim etti. “Eğer her biriniz kardeşini gönülden bağışlamazsa, göksel Babam da size öyle davranacaktır.” (Matta 18:23-35)

Bu meselde ilk kölenin tüm borcu bağışlandı ve silindi. Kendisi de aynı şekilde ona karşı işlenen her günahı, suçu temsil eden borcu bağışlamalı idi.

Elçi Petrus da, kendisi karşı suç işleyen birisini kaç kez bağışlaması gerektiğini soruyor, ‘Yedi kere mi?’ diyor, İsa Mesih ise ‘’Yedi kere değil, yetmiş kere yedi kez’’ diye cevap veriyor. (Matta 18:21-22). 

İsa Mesih, bu benzetmeler ve meseller ile insanlığa yeni bir ilke sunuyor. Tanrı bizi karşılıksız bağışladığı için, biz de birbirimizi karşılıksız bağışlamalıyız. Bize bolca lütuf verildiği için biz de aynı lütfu başkalarına vermeliyiz. Günah borcumuzun tümü, İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümüyle ödenmiştir. Ne yapsak, Tanrı’ya olan borcumuzu ödeyemeyiz, kurtuluşumuzu hak edemeyiz. Bağışlama ve kurtuluş tamamen bir armağan, karşılıksız bir lütuftur. 



Biri bizi incitirse ya da bize karşı suç ya da günah işlerse, Tanrı’ya minnettar bir yürek ile onu bağışlamaya razı olmalıyız çünkü biz de bağışlanma armağanımızı Tanrı’nın karşılıksız lütfuna borçluyuz.


Ücretsiz Kitap

Sevgili ziyaretçimiz. Tanri.org içerikleri Hristiyan bakış açısına ve İncil temellerine göre irdelenmiştir. Hristiyan bakış açısının temel kaynağı İncil'dir ve eğer siz de kargo dahil tamamen ücretsiz bir İncil ya da Hristiyan bakış açısına dair farklı kitaplar almak isterseniz aşağıdaki linkten bir form doldurmanız yeterli olacaktır.

İncil ve kitap gönderme hizmeti, tamamen ücretsiz olarak kutsalkitap.org tarafından yapılmaktadır. Bu hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

İlgili İçerikler

Bizi Takip Edin

Çekinmeden bizimle iletişim kurabilirsiniz. İlginç, samimi, renkli, içe dönük, dışa dönük ve pek çok tarzda insanlarla tanışmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyoruz.